İŞTE BÖYLE BİR HAYAT
Bugün Necip Fazıl Kısakürek’ in 27.yıldönümü olması nesebiyle okuduğum bir iki anısını paylaşmak istiyorum. Bu anılar Necip Fazıl’ın avukatı Muhammed Emin Özkan Bey tarafından anlatılmıştır.
“Ölümü anında da Necip Fazıl’ın yanında olan Özkan Bey duygularını şu şekilde ifade ediyor:
‘O kadar zordu ki bunu söylemek benim için. Ruhunu incitmek istemem. Doldurulamayacak bir boşluk bırakmıştır bende….’”
Sonra Özkan Bey, Necip Fazıl’ın ölüm gününden bahsediyor. İşte o sözler:
“Rizeli İlyas Amca, Bolu’da Necip Fazıl’ın çok samimi olduğu Doktor Ahmet Abi, benim yanımda staj yapan genç avukat ve ben, bu 4 kişi cenazeyi evden aldık, ambulansa yerleştirdik. Bolu’daki doktor marketten alışveriş yaparken Tercüman Gazetesi’ne bakmış, Necip Fazıl’ın bir şiirini görmüş. Şiir şöyle:
‘Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam
Beni alıp götürsün tam dört inanmış adam.’
Cenaze kalabalıktı ama evden 4 kişi çıkarmıştık. Bu kendimi bir yere koymak değil. Onu taşıyan tabut neyse, bizler de ancak tabut kadar değerli olabiliriz.”
Özkan Bey bir de şundan bahsediyor:
“…Avukatlığa başladığım yıllarda bana ilk “Sokrates’in Savunması’nı okudun mu?” demişti. Vefatından sonra okudum ve yüz kere okumuşumdur. Ne demek istediğini daha sonra anladım. Okumayan bir milletiz. Gelecek nesiller ne yapacak bu tahlilleri.”
Bir iki dörtlükle ayrılayım artık.
ANLAMAK
Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var;
Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var… (1983)
UTANSIN
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa, bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın! (1964)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder